Bu ABD’de tüm internet sağlayıcılarının istedikleri müşterinin verilerini toplu halde 3.şahıs ya da kurumlara satabileceği anlamına geliyor. Türkiye’de yaşayan bizler için bu durumun sorun olmayacağını düşünerek derin bir nefes alabilirsiniz. Fakat Amerika’da yaşanan tüm gelişmeleri bir süre sonra ülkemizde görebiliyoruz.

Burada internet servis sağlayıcıların yoğun baskısını ve senatoya başvurmalarını vurgulamadan geçmeyelim. Bilhassa Verizon gibi dünya devi telekomünikasyon şirketleri milyonlarca müşterisinin verilerini bu şekilde satışa çıkarabiliyor. Senatonun verdiği karar ise tamamıyla farklı bir boyutta değerlendiriliyor.

Amerika Birleşik Devletleri hükümeti bundan böyle internet kullanıcılarının tüm kişisel verilerine istediği anda ulaşım sağlayabilecek. Bunun için kullanıcının onayına gerek duyulmayacak olması hak ihlali gibi görünse de kanun teklifi yürürlüğe girdi. Bu duruma tepki çeken teknoloji firmaları olmasına rağmen Trump yönetimindeki ABD büyük bir devrimin başlangıç adımını attı.

Aynı durumun Türkiye’de yaşanarak kullanıcı verileri gizliliğinin telekomünikasyon şirketlerinin inisiyatifine bırakılması ise ciddi anlamda bir kaos yaşatabilir. Zira ülkemizde istenmeyen SMS ve bilgi paylaşımları zaten hat safhada yaşanıyor. Bunun üzerine bilgilerin satılması ya da istenmeyen kişilerin eline geçmesi durumunda nasıl bir yol izleneceği asla tahmin edilemiyor. Amerika için itiraz davaları açılmaya başlansa da durumun değişeceğini pek zannetmiyoruz.