RoboBee isimli robot, 2013 senesinde tanıtıldığında fazlası ile sınırlı yeteneklere sahip durumdaydı. Harvardın araştırmacıları 2016 senesi içerisinde RoboBee üstünde gerçekleştirdiği geliştirme çalışmaları ile birlikte duvara tırmanabilir bir duruma getirmişti. RoboBee’nin en son yetenekleri de robot arının gelişimini açık bir şekilde ortaya koymakta.
Geliştirme ile ilgili çalışmalarının sonrasında RoboBee artık suyun yüzeyinde kalabilmekte, hatta suya da girip çıkabilmekte. 175 miligram ağırlığına sahip bu robotta, suyun yüzeyin gerilimini kırıp su ve de hava arasında yer alan geçişi sağlayabilmek amacıyla küçük bir yanıcı motor kullanılmış olduğu açıklandı. Teorik bir modelleme ve de deneysel veriler sayesinde kanat çırpma hızınında hava yolculuğu amacıyla 200 ila 300 Hz, su içinde 9 ila 13 Hz şeklinde olduğu belirlendi.
Robot arının havadayken ve sudayken hareket edebilmesi 2 aşamalı bir sisteme dayanmakta. İlk önce robot arı suyun yüzeyine doğru yüzer iken suyun üstünde yer alan bir yüzme odasına toplamakta. Odacık içinde yer alan bir elektrolitik plaka ise, suyun bir oksihidrojene dönüşebilmesini sağlamakta. Bu ise, robotun kanatlarının suyun dış kısmına çıkmasına yetebilecek kadar yüzme kuvveti sağlamaktadır. Odanın içinde yer alan bir kıvılcım ise yanıcı oksihidrojeni, RoboBee robotunu yeniden havaya çıkartmak amacı ile gerekli olan yakıt görevini görmekte.
Bu türden mikrorobotlar yakın gelecek içerisinde arama – kurtarma görevleri ile birlikte araştırma – inceleme çalışmaları içerisinde de kullanılabilir. Robotların değişik ortam koşullara uyum sağlayabiliyor olması da bu zorlu görevler içerisinde kullanılabilmesinin önünü açmakta. Çok işleve sahip robotlar yakın bir gelecekte pek çok alanda da bizlere yardımcı olabilecek.
